13 Haziran 2007 Çarşamba

Devletun Ve Fener'un Sönmesi

 

Bizum Rize'den başbakan istemeyiruz artuk. Ula Rizeli Mesut'i seçtunuz, 5 yil 'Derin

Cimbom' terörinden inleduk. Şimdi Rizeli Tayyip'i seçtunuz, tutti Fener'i alikiran başkesen

etti. Yeter da yeter!.. Sakın ola ki bundan Tirabizonsiporli başbakan isteyirum gibi bir anlam

çikarmayun. Benum eşitlukçi dünya görüşüme uymaz. Zaten özünde Devletun ve Fener'un

sönmesinden yanayim. Burjuva hükümetlerinde kim başbakan * olmiş kim olmamiş beni

ilgilendirmez. İsterse Notingam Forestli olsun. Yeter ki 5 yilluk kalkinma pilani yapar gibi

ligun şampiyonlarini belirlemesunler.

 

Devlete püf de

Efendum, 'Devlet'un ve Fener'un Sönmesi' ilk bakişta bir ütopya cibi görinebilur.

Devlet balon değildur, 'topli iğneyle' sönmez. Lamba değildur, üfleyerek sönmez. Devlet

sadece yüksek dozda demokrasiyle söner.

Bizum ücretli köle uşaklar, yoksulluk ve sefalet yüzinden öylesine bunalmiş, oylesine bitkin

bir durumdadur ki, "demokrasiye boş vemektedur." Nüfusun beyuk çoğunluği direk kırmızı

karttan siyasal ve toplumsal yaşamun dişina atilmiş bulunmaktadur. Bu güdük demokrasi

anlayişi bizi "gitgide daha yetkin bir demokrasi"ye cötürmez. Trafikte birbirunuze küfür

edebilmeyi ve hakemun cinsel tercihlerini tartışabilmeyi demokrasi zannetmeyun uşağum. Bu sadece terbiyesuzluktur.

Tam ve herçes içun demokrasinun olduği ortaklaşmaci bir toplumda demokrasi, yüzyillar

sonra insanun yaşam pratiği haline gelecektur. O zaman gerçek bir özgürlükten söz

edebileceğuz. Ve işte o zaman özel bir baski mekanizmasina gerek kalmayacak ve devlet

sönmeye başlayacaktır. Buna "demokrasinin fethi", "devletun sönmesi" diyoruz. Ula İdrus,

sen boşina kenduni zorlama. Bu bencillukle, 'o gelişmiş demokrasiyi ve bütün küçük

hesaplardan arinmiş insani' tahayyül edemezsun uşağum. O daha temiz, sağlukli beyinlerun

işi.

 

Papazi bulmak

Efendum Fener'un sönmesine gelince... Bu, devletun sönmesinden de zor görineyi. Ama devlete verduğumuz dozda demokrasiyi futbola da vereceğuz. Önce işgal kuvvetlerine karşu direnişun semboli olan Papazun Çayiri'ndaki Fener'e ulaşacağuz. O Fener, insanlara "Ula bu İnciluzler'i sahada yenduk, demek ki cephede de yenebiluruz" dedurturken kadrosinda 8 yabanci, arkasinda bir federasyon, işgalci matbuat ve müteahhit ordusi yokidi. Tam demokratuk futbol sayesinde şampiyonluk ödüli, cüzel futbol oynaduğun bir sezonun soninda alinan bir tepsi baklava olacaktur. Bu süreç bizi futbolun fethine ve Fener'un sönmesine götürecektur. Ula Bedri, boşina kenduni zorlama... Bu holiganlukla o tertemiz, demokratuk futboli tahayyül edemezsun uşağum.

*Başbakan : Burjuvazinun kar zarar hesaplarını tutan, emperyalizmun haracinun düzenli olarak ödenmesinden sorumli olan, bir tür muhasebe müdüridur.

 

 

 

Hiç yorum yok: