Kuçuk burjuva, kapitalizmun bir gün kendisini öpüp zengin bir pirense çevireceği hayaliyle yaşar. Bu hayalle ömür boyi kendini önine gelen zengine öpturur. Sonuç; köti yola düşmiş bir ruh...
Esnaf, çiftçi, toprak sahibi köyli, kuçuk üretici, hizmet sektörinde çalişanlar, teknik elamanlar, oğretmenler, memurlar (kiravatli takumi), sanatçilar ve oğrenciler literatürdeçi kuçuk burjuvadur. Ama artuk bir de kuçucuk burjuva tanimina ihtiyaç duymaktayiz.
Ellerindeki az miktarda parayi faizde, repoda, dovizde, değerlenduren, böylece kendini enflasyona "ezdurtmeyen, işbilen, kafasi çalişan" kendini burjuvaymiş gibi hisseden bu gurup kuçucuk burjuvaziyi oluşturur. Bunlarun erkeklerine Rant, kadunlarina Rantiye denur.
Kendi bireysel kurtuluş yolini bulduklarini zannettukleri içun, her türli toplumsal mucadeleye karşidurlar ve bu mucadelenin çağdişi olduğinun piropagandasini yaparlar .
Kapitalizmun nimetlerinden nasil yararlanduklarini ove ove bituremeyen bu kuçucuk burjuvazi ve onlarun dünya görişi, ülkemuzde yillardur suren depolitizasyon sürecinun da temel dayanaği olmiştur.
Açluk ayuya kaval çaldurur
Bizum Patapat Suleyman bunlarun tipik örneğidur. Tirabizon Çarşusi'nda, içeri müşteri girince kendisinun dişari çikmak zorinda kalduği küçük bir dükkani varidi. Bu arahana kafali ne kadar sağ parti varsa hepisinun milleti soyma politikalarini yillardur desteklemektedur. Görsenuz havasini, Bill Gates bile bunun kadar güvenmez kapitalizume.
Patapat Suleyman milenyumun gözkamaşturici havayi fişek gösterileri altinda hergün horon oynayidi. Fakat çok sevduği ve içinde mutli olduği kapitalizumun acimasuz yasalari işledi ve oni aniden mulksüzleşturdi. 2001 yilindaki krizde ebesinun kapitalizmini cördi. Bir anda öyle yoksullaşti ki başbakana firlatacak yazar kasa bile bulamadi. Haciz memurlari tükkandaki herşeyini götürmişti çünki. Açluk ayuya kaval çaldurur derler ama bizum Patapat Süleyman hala zenginlerun kavalini çalmaktadur. Kuçucuk burjuvazi sinif olarak her zaman mulksuzleşerek piroleterleşmekten korkar. Çunki eskaza "proleterun mücadele ettuği kilasman grubina" düşmesi halinde bir daha zenginluk rüyasi göreceği "burjuva yükselme ligine" dönmesi imkansuz gibidur.
Kuçucuk burjuvazi ünvanlara bayilur, konum ve sitatuler onun amentüsidur.
Kuçucuk burjuva içun toplumdaki sitatusinun ve konuminun en temel göstergesi tuketimdur. Burjuvalaşma hayali ile piroletaryanun saflarina itilme gerçekluği arasinda sikişup kalan kuçucuk burjuvazi hezeyana suruklenur; bu durum oni piroletaryayi kuçumseme ve ondan kendini tuketerek ayirt etma gayretine iter.
Geçen gün Yali Kiraathanesi'nde oturmuş çay içeyidum. İçeri Uzunşase Osman, Netceğuk Hasan, Kainat İbrahim ve Kivirzivir Resul girdi. Bunlarun dördi da boş gezenun boş kalfasidur. Sanki poker oynar gibi sirayla ceplerinden çikarduklari cep telefonlarini masaya koymaya başladilar. Önce Uzunşase Osman haböyle orta beyuklukte bir cep telefonini gururla çikarup masaya koydi. Ardindan Netçeğuk Hasan biraz daha kuçuk cep telefoni çikardi. Derken Kainat İbrahim avuç içi kadar bir cep telefonini çikarup ortaya atti. Kainat İbrahim bunlari aşağilar gibi bakarken birden Kivirzivir Resul haboyle hap kadar bi cep telefonini atti masaya. Diğer üçi boynini büküp masadan kalkti. Belli ki daha pahali ve kuçuk olan cep telefonina yenilmişlerdi.
Kuçuk burjuva kuçuk burjuva kulağun nerede?
Kuçucuk burjuvaziyi korkilari yönetur. İşsuzluk, açluk, gelecek kaygisi ve yoksul kalma korkisi bu orta sinifi birbirinun cellati yapar. Bu korkiyi evlerumuzun sevimli misafiri kedilerle örneklendureyim. Bizum Annaymisun Nihat vardur. Bu densuz herif, Bulaşuk Ahmet'le girduği bir iddia sonici "Madem kaplan da kedigildur, biraz zorlarsam kedi da amcaoğli kaplan gibi davranabilur. Süt içup fare kovalamak bu sülalenun bir üyesine yakişmaz" diyerek kediden kaplan yaratmaya kalkmiştur. Bunlara Darvin'den, türlerun kökeninden bahsedemezsun. Annaymisun Nihat'un insanluk tarihi günlüktür.
Uzatmiyayim, Annaymisun Nihat 4-5 tane sevimli ve munis kediyi bir çuvala doldurur. Amaci laz işi bir deneyle kediyi köklerine, vahşiluğine döndürmek. Kediler karanlukta huysuzlanur ama bu iddiayi kazanmasi içun yeterli değildur. Annaymisun Nihat beyuk bir sopayla çuvala acimasuzca vurur. Kediler korki içinde mav mov diye bağirarak birbirlerini çafilamaya * başlar. Aynaymisun Nihat çuvali açar açmaz çildurmiş kediler Bulaşuk Ahmet'le buna dalar. Her taraflari kan revan, çafi içinde.
Efendum kapitalist sistem bu çuvala benzer. Çuvala doldurup huzursuz ettuği kuçucuk burjuvaziyi bir de ekonomik krizleriyle sopalayup durunca, insanlarun durumi kedilerden bile daha hazin hale gelmektedur. İnsan insanluktan çikmakta ve kedigillere bile rahmet okutan bir yaratuğa dönüşmektedur.
Gerçekleri tarih yazar, tarihi de piroletarya
Kuçucuk burjuva, doğayi değişturecek gerçekleri duymaktan nefret eder, belirsuzluğun kuvözünde debelenup durmak işine gelur. Bizum uşaklardan Bertolt Brecht'un Galileo Galilei adli oyunundaki kilise ve engizisyon mahçemesi gibi davranur. Galileo, Hollandali mercek ustalarindan alduği merceklerle bir teleskop yapmiştur ve kraliyet üyeleriyle kilise yetkililerini "Gelup siz da bakun" diye çağirur. Bakmazlar, çünki "Dünya olduği yerde durayi" diyen kilise mercekten gökyüzine bakarsa öldürüci darbeyi yiyecektur. Bizum kuçucuk burjuvazimuz da engizisyon gibidur. Alişkun olduği basit ve bencil değerlendurmeler çemberi içinde sıkışmiş olduğindan, kendi menfaatini ilgilendurmeyen her yeni bilgiye karşu kayitsuzdur.
Kuçucuk burjuvanun vücudinun 3'te 2'si bencillukten oluşur.
Efendum, adam öküz olmayi seçmişse, elbette insanluğun acilarina sirtini dönebilur ve kendi postinun derdine düşebilur. Kapitalizum, toplumi hizla depresif bir ruh halinun içine çekmekte ve milyonlarca insan bonibon gibi mutluluk hapi tüketmektedur. Diş dünyaya kapali, kendi dişinda olup bitenlere kayitsuz, duyarsuz, "ben"ini seven, giderek kendi iç dehlizlerinde kaybolan bencil ve hastalukli bir varluk sözkonisidur. Hayati 5 kelimeye indurebilmek mümkün olsa, "yeyup içup siçayim, halvet olup yatayim" derler.
Kuçucuk burjuva, çelişkinun cisimleşmiş halidur. Beyuk burjuvazinun görkemi karşisinda gözi kamaşur, emekçi halkın çektuği aci karşusinda yüreği sizlar. G.Doğu'daki yoksulluk ve sefalete gözleri yaşarur ama ertesi cün İstiklal'de ayağina basan esmer bir vatandaşa, "Bu Kürtler niye İstanbul'a geliyo yaa!.." der.
Pışpışlanmayi bu kadar seven bir mahlukat yoktur. Sistem bunlara bir bebek cibi özen gösterup hergün gazlarini almaktadur. Gazeteler, derciler ve televizyonlar bu kirmizi urbalilara, "Dunyanun en eyi, en asil, en zeki ve en doğri kararlarini veren insani sensun" diye sürekli yağ çeker.
43. Altun Hamsi Odülünuzi nasil alurdunuz?
Kuçucuk burjuva sanatçisi bilinçli bir halk topluluği istemez. Vasati 40 çöplük bu güruh örgütli, bilinçli ve kaliteli şeyler tüketen bir halkun kendisine tekmeyi basup tarihun çöp tenekesine postalayacağini bilur. Çünki o zaman bunlar film çekemez, köşe yazisi yazamaz, iktidara gelemez, müzisyen olamaz, şarki söyleyemez, adalet dağitamaz. Hiçbir fuşki yiyemez.
* Çafi - çafilamak : Tirmuk. Tirmuk atmak. Tirmalamak.
Kuçucuk burjuvadan beyuk burjuvaziye tiransfer
Efendum bizum Patapat Süleyman "kuçuk burjuva" yazisini okumiş, Yali Kiraathanesi'ne geldi. Kivranup durayi. Ula nedur derdun dedum. "Laz Marks emice ne gerekeyisa verurum, beni kuçuk burjuvaziden beyuk burjuvaziye alsana." Ula koloti kafali, benum tasnif etmemle mi oliyi bu işler? Ya üretim araçlarina sahipsun ya da değilsun, rüşvetle mi sinif değişturuceksun? Efendum nerede o, söyleduğumi şip diye anlayan 19. yüzyil insani, nerede şimdikiler. Bunlara 100 yildur laf anlatana kadar sakallarum ağardi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder